Uzmanlar uyarıyor: Önlem alınmazsa büyük bir kriz çıkabilir! Otomotiv sektöründe endişelendiren gelişme..

Avrupa Birliği'nin (AB) içten yanmalı motorlu araçların satışının 2035 yılından sonra durdurulması kararı, Türkiye'nin otomotiv sektörünü de yakından ilgilendiriyor. AB'nin en fazla araç ithalatı yaptığı Türkiye'nin bu karardan nasıl etkileneceği ise merak konusu oldu. Konuyla ilgili olarak TAYSAD Başkanı Albert Saydam, ekonomim.com portalına açıklamalarda bulundu. Saydam, AB'nin bu kararının Türkiye'deki otomotiv sektörüne etkisinin kaçınılmaz olduğunu belirtirken, "Bu etkinin olumlu ya da olumsuz olması bizim yapacaklarımıza bağlı" dedi.

Saydam, Türkiye'nin bu konuda hızla adımlar atması gerektiğini vurgulayarak, "Eğer AB'nin son kararına uygun araçlar üretmezsek, birincilik konumumuzu kaybedeceğiz" şeklinde konuştu. Bu nedenle Türkiye'nin, karbon nötr teknolojilerine yatırım yapması ve alternatif yakıtların kullanımına yönelik çalışmalar yapması gerektiği ifade ediliyor.

AKSİYON ALMAK ŞART

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, Avrupa Birliği'nin aldığı kararın Türkiye otomotiv sektörüne etkisini değerlendirdi. Saydam, Türkiye'nin bugünü kurtarmaya çalışırken AB'nin 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu araçların satışını durdurma kararını vermesini manidar bulduğunu belirtti. Bu kararın Türkiye otomotiv sektörüne kaçınılmaz bir etkisi olacağını ifade eden Saydam, "Bizim de acil adımlar atmamız gerekiyor. Eğer AB'nin bu son kararına uygun araçlar üretmezsek, AB'nin en fazla araç ithalatı yaptığı ülke unvanını kaybedeceğiz" dedi. Saydam, Türkiye'nin otomotiv sektöründe öncü bir ülke konumunda olduğunu ve bu pozisyonunu korumak için kararlı adımlar atması gerektiğini belirtti.

E-YAKIT DAHA ÇEVRECİ FAKAT..

Saydam Almanya'nın önerdiği e-yakıt çözümünün elektrikli araçlardan daha çevreci olduğunu savundu. Ancak e-yakıtlı araçların elektrikli araçlara göre maliyetinin 4 kat daha yüksek olduğuna dikkat çeken Saydam, bu maliyetlerin zamanla düşebileceğini ve üretim adetleri arttıkça elektrikli araçların hammaddelerinde ve bazı komponentlerde tedarik sıkıntısı yaşanabileceğine dikkat çekti. Almanya'nın da bu sebeple e-yakıt konusunda yatırımlar yaparak araştırma ve tercihlerini önceliklendirdiğini belirtti.